Osmanlı Tabiiyet Kanunu (Tabiiyyet-i Osmaniye Kanunnamesi)

osmanli-tabiiyet-kanunu-tabiiyyet-i-osmaniye-kanunnamesi-Omer-Sefa-Uslu

Osmanlı Tabiiyet Kanununa Neden İhtiyaç Duyuldu?

Osmanlı Tabiiyet Kanunu (Tabiiyyet-i Osmaniye Kanunnamesi), Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş döneminde, gayrimüslim uyrukların yabancı devlet vatandaşlığına geçerek kapitülasyonlardan yararlanma çabaları, Osmanlı Devleti’ni vatandaşlık konusunu hukuki bir çerçeveye oturtmaya yöneltmiştir. Bu ihtiyacın bir sonucu olarak, 1869 yılında Tabiiyet-i Osmaniye Kanunnamesi yayımlanmıştır.

Osmanlı Tabiiyet Kanununun İlkeleri ve Önemi

Kanunname, Osmanlı vatandaşlığının kazanılmasında kan bağı (soydanlık) ilkesini benimsemiştir. 1. maddeye göre, anne veya babası Osmanlı uyruğunda olanlar Osmanlı vatandaşı sayılmıştır. Bununla birlikte, 2. madde belirli durumlarda toprak ilkesinin de vatandaşlık kazanımında bir yöntem olarak kullanılmasına imkan tanımıştır. Bu kapsamda, Osmanlı topraklarında doğan çocukların, erginlik yaşına ulaştıktan sonra üç yıl içinde Osmanlı vatandaşlığına geçmek için başvuruda bulunmaları gerekmekteydi.

Kanunnamenin 9. maddesi ise Osmanlı topraklarında ikamet eden herkesin Osmanlı vatandaşı sayılacağını hükme bağlamış ve böylece yabancı devlet vatandaşlığı iddiasında bulunan kişilerin bunu resmi belgelerle kanıtlama zorunluluğunu getirmiştir.

Tabiiyet-i Osmaniye Kanunnamesi, Osmanlı Devleti’nde vatandaşlık hukukunu ilk kez yasal bir zemine oturtması bakımından büyük önem taşımaktadır. Bu kanunun ardından, 1876’da kabul edilen Kanun-i Esasi ile Osmanlı vatandaşlığı anayasal düzeyde koruma altına alınmıştır. Anayasanın ilgili maddesinde, “Osmanlı Devleti vatandaşları, din ve mezhep farkı gözetilmeksizin Osmanlı kabul edilir ve vatandaşlık kazanımı ile kaybı belirli kurallara bağlanır.” hükmü yer almıştır. Bu ifadeden, Osmanlı vatandaşlığının din ve mezhep farkı gözetmeksizin tanımlandığı ve keyfi uygulamaların önlenmek istendiği anlaşılmaktadır.

Osmanlı Tabiiyet Kanunu (Tabiiyyet-İ Osmaniye Kanunnamesi) Metni ve Türkçe Maddeleri

28 Ocak 1869 – (7 Sevval 1285, 8 Kanun-i sani 1284)

Madde 1 – Valideyni ve-yahud yalnız validi tabiiyyet-i devlet-i aliyyede bulunduğu halde tevellüd eden eşhas devlet-i aliyye tebaasından maduddur.

Madde 1: Ebeveyni veya babası Osmanlı tabiiyetinde olan kişi Osmanlı tebaası olarak kabul edilir.

Madde 2 – Valideyni ecnebi olduğu halde memalik-i şahanede mütevellid olan şahıs sinn-i rüşde vusulü tarihinden bed’ ile üç sene zarfında tabiiyyet-i devlet-i aliyyeyi bi-hakkın taleb edebilir.

Madde 2: Ebeveyni ecnebi olduğu halde Osmanlı topraklarında doğan kişi, reşit olduğu andan itibaren üç sene içinde başvurması halinde Osmanlı tabiiyetini talep edebilir.

Madde 3 – Sinn-i rüşde vasıl olan bir ecnebi memalik-i osmaniyyede ale-t-tevali beş sene ikamet eylediği halde bizzat veya bi-I-vasıta Hariciye Nezaret-i Celilesi’ne bir istida takdimiyle tabiiyyet-i devlet-i aliyyeyi istihsal edebilir.

Madde 3: Reşit bir ecnebi Osmanlı topraklarında beş yıl sürekli ikamet ederse bizzat veya vekâletle Hariciye Nezaretine başvurarak Osmanlı tabiiyetine geçebilir.

Madde 4 – Saltanat-ı seniyye bend-i sabıkda muharrrer şeraiti ifa etmemiş olan ecnebileri dahi müsaade-i istisnaiyyeye şayeste gördüğü suretde fevkalade olarak tabiiyyetine kabul eder.

Madde 4: Osmanlı hükûmeti, üçüncü maddedeki şartları yerine getirmeyen ecnebiyi, istisna olarak Osmanlı tabiiyetine kabul eder.

Madde 5 – Tebaa-i saltanat-ı seniyyeden mezunen tabiiyyet-i ecnebiyyeye giren eşhas tebdil-i tabiiyyet etdikleri tarihden itibaren ecnebi sıfatında tutulub haklarında ol vechile muamele olunur. Fakat devlet-i aliyyeden mezun olmaksızın tabiiyyet-i ecnebiyyeye girer ise işbu tabiiyyet-i cedidesi ke-en-lem-yekün ve kendisi kema-kan tebaa-i devlet-i aliyyeden add olunub kaffe-i hususatda tebaa-i devlet-i aliyye hakkında olunan muamelenin aynı icra kılınacakdır. Her halde tebaa-i devlet-i aliyyeden bir şahsın terk-i tabiiyyet etmesi mutlaka irade-i seniyye üzerine verilecek bir senede muallak olacakdır.

Madde 5: Osmanlı tabiiyetinde iken başka devlet vatandaşlığına geçenlere, tabiiyet değiştirdikleri tarihten itibaren ecnebi olarak muamele edilir. Fakat Osmanlı hükûmetinden izinsiz tabiiyet değiştirir ise bu tabiiyet değişikliği geçersiz kabul edilir ve bu kişiler hakkında Osmanlı tebaası muamelesi yapılır. Yani tabiiyet değişikliği irade-i seniyye ile olur.

Madde 6 – Saltanat-ı seniyye tarafından mezun olmaksızın diyar-ı ecnebiyyede tebdil-i tabiiyyet eden ve-yahud bir ecnebi devletin hizmet-i askeriyyesine giren şahsı devlet-i aliyye isterse tabiiyyetinden ıskat edebilir ve bu makule tabiiyyeti ıskat olunan eşhasın memalik-i şahaneye avdeti memnu olur.

Madde 6: Ecnebi memleketlerinde izin almaksızın tabiiyet değiştiren veya askerlik yapan Osmanlı tebaasını, yaptığı bu işlemlerinden dolayı Osmanlı Devleti isterse tabiiyetten çıkartır. Bu yolla Osmanlı tabiiyetinden çıkmış kişiler Osmanlı topraklarına geri dönemezler.

Madde 7 – Tebaa-i devlet-i aliyyeden iken ecnebi ile tezevvüc eden kadın zevcinin vefatı tarihinden itibaren üç sene zarfında istida ederse tabiiyyet-i asliyyesine ricat edebilir. Bu maddenin hükmü şahsa şamildir. Tasarruf-ı emlak ve arazi maddesi nizamat ve kavanin-i umumiyyesine tabidir.

Madde 7: Ecnebi ile evlenen kadın eşinin vefatı üzerine üç sene içinde isterse tekrar Osmanlı tabiiyetine geçebilir.

Madde 8 – Tabiiyyet-i devlet-i aliyyeden çıkmış ve-yahud mahrum olmuş olan eşhasın evladı sabi dahi olsa pederlerinin sıfat-ı tabiiyyetine tabi olmayarak saltanat-ı seniyyenin tabiiyyetinde kalır ve devlet-i aliyye tabiiyyetine girmiş olan ecnebinin evladı sabi bile olsa pederinin sıfat-ı tabiiyyetine tabi olmayıb ecnebi add olunur.

Madde 8: Osmanlı tabiiyetinden çıkmış veya mahrum olmuş kişilerin çocukları küçük dahi olsalar Osmanlı tabiiyetinde kalmaya devam ederler. Aynı şekilde Osmanlı tabiiyetine giren ecnebinin çocuğu da babasından dolayı Osmanlı tebaası sayılmaz.

Madde 9 – Memalik-i mahrusa-ı padişahide ikamet eden her bir şahıs tebaa-i devlet-i aliyyeden madud olub hakkında devlet-i aliyye tabiiyyeti [ tabi ] muamelesi icra olunur. Eğer kendisi tebaa-i ecnebiyyeden ise tabiiyyetini usulen isbat etmesi lazım gelir.

Madde 9: Osmanlı topraklarında ikamet eden herkes Osmanlı tebaası olarak kabul edilir. Ecnebilik iddiasında bulunanlar bunu ispat etmek zorundadır.

 

1869 tarihli Tabiiyet-i Osmaniye Kanunnamesi, Cumhuriyet’in ilanından sonra da beş yıl daha yürürlükte kalmış, ancak 1928 tarihli 1312 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır.

 

Kaynaklar:

Türk vatandaşlığının kazanılması konularına ilgiliyseniz;

konulu yazılara da göz atabilirsiniz.


Ömer Sefa USLU sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Ömer Sefa USLU sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin